Katastrofik Riskler diye adlandırılan çok büyük bir etki ve çok düşük bir olasılığa sahip, gerçekleşmesi halinde yıkıcı etkilere yol açabilecek hasarlar dünyanın ve Türkiye’ nin gündeminde.
Global çapta kaydedilen doğal afet kaynaklı hasarlar 2020 yılında 190 milyar doları bulurken, toplam hasarın 89 milyar dolarlık kısmı sigorta koruması altındaydı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verdiği bilgiye göre, Türkiye'de 2020 yılında meteoroloji kaynaklı 984 afet meydana gelirken, bu sayı 1940'tan beri ulaşılan en yüksek afet sayısı olarak kayıtlara geçti.
2021 yılında ise, daha önce ülkemizde görmeye alışkın olmadığımız, hortumlar, sel baskınları ve yangın manzaraları ile karşılaştık.
Geçtiğimiz bir ay içinde Türkiye’de yaşanan orman yangınları ve sel felaketlerinin ardından sigorta sektörünün belirlemiş olduğu toplam hasar tutarı 150 milyon liraya yaklaştı. Bu hasarın 83.1 milyonu sel, 65.5 milyonu ise orman yangınlarından kaynaklandı. Ülkemizde ise yaşanan doğal afet kaynaklı ekonomik kayıpların yaklaşık yüzde 10’luk kısmı, sigortalı kayıplardan oluşuyor.
Sigorta bilincinin yüksek olduğu ülkelerde yaşanan doğal afetlerin yarattığı ekonomik kayıpların sigortalılık oranının yüksek olması nedeniyle çok kısa daha sürede atlatıldığını görüyoruz.
İklim kriziyle başa çıkmada altta yatan kök nedenler için alınacak önlemler, artan felaketlerle birlikte dünyanın gündemini meşgul ederken, ülkemizde de sigortacılık sektörü risk yönetimini yeniden ele alıyor.
Yeni dönemde modelleme sistemlerinin değişime uğrayarak, risk taşıyan bölgelerde çok daha yüksek koruma önlemleri talep edilmesi, ek şartlar getirilmesi, riskli bölgeler için daha yüksek prim oranlarının söz konusu olması bekleniyor.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nca (SEDDK) zorunlu deprem sigortasının kapsamının genişletilmesi ve bütüncül bir zorunlu doğal afet sigortasının tasarımına ilişkin çalışmalara başlandığı bildirildi.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yapılan açıklamaya göre de, Türkiye'de meydana gelen son sel felaketleri zorunlu deprem sigortasının kapsamının genişletilmesini gündeme getirdi. Bu çerçevede, Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından sunulan ve deprem riskine karşı teminat sağlayan zorunlu deprem sigortasının kapsamının genişletilmesi planlanırken, bu yöndeki çalışmaların ilgili tüm kurum ve kuruluşların görüş ve değerlendirmeleri dikkate alınarak en kısa sürede tamamlanması hedefleniyor.
Unutulmamalıyız ki iklim değişikliği artık dünyamızın önemli bir gerçeği ve bu riskler yakın gelecekte de gündemimizde olmaya devam edecek.
Sigorta, yaşanan doğal felaketlerde devlet ve bireylerin üzerindeki ekonomik yükü azaltmada büyük bir görev üstleniyor.
Bu nedenle gelecek dönemde devlet-sigortacı iş birliğinin daha fazla gündeme gelmesi söz konusu. Bireysel olarak da poliçelerdeki mevcut sigorta bedel ve teminatlarını tekrar değerlendirmek, primden tasarruf etmek adına doğal afetlerle ilgili risklerin teminat kapsamından çıkarmamak ve sigortasız varlıkları bir an önce uzman yardımıyla sigortalamak gerekiyor.