2020 yılında başlayan COVID-19 salgını ile birlikte ile birlikte tüm dünyanın gündemi ve düzeni aniden değişti ve en öncelikli konu sağlık haline geldi. Tüm insanlığın el ele vererek salgınla mücadele ettiği bu günlerde, sigorta şirketleri de en yüksek kalitede hizmet sunarak çok önemli roller üstlendi.
Daha önce sağlık sigorta poliçeleri kapsamı dışında kalan salgın hastalık teminatı, kapsam dışı tutulmasına ve bu risk için sigortalılardan prim alınmamış olmasına rağmen, birçok sigorta şirketi salgının daha ilk dönemlerinde mevcut poliçe sahiplerinin istisnai olarak COVID-19tedavisi giderlerini karşılama kararı aldı. Daha sonra vaka sayılarındaki yüksek artış nedeniyle mücadeleye katkı sağlamak amacıyla yeni düzenlenen poliçeler için de uygulama devreye alındı. Hastanede tedavi gören hastaların masraflarının karşılanmasının yanı sıra, sosyal izolasyonun korunması adına online doktor, online danışma hatları, anlaşmalı laboratuvarlar ile mobil test imkanları ile sigortalıların herhangi bir sağlık kuruluşuna gitmeden dahi hizmet almalarını sağladılar.
COVID-19 öncesi sigorta sektöründe özellikle sağlık sigortası alanında algı ve ilgi oldukça zayıfken, yaşanan süreç sonrası sağlık sigortalarına talep çok büyük ölçüde arttı.
COVID-19'a bağlı vefatlarda da hayat poliçesinden tazminat ödeyen sigorta şirketleri ayrıca iş durması ve kâr kaybı, alacak sigortası, kritik hastalıklar sigortası, siber risk sigortası, hayat sigortası, yönetici sorumluluk sigortası, işveren sorumluluk sigortası ve organizasyon iptal sigortaları ile de sigortalarının yanında oldu.
Bu dönemde öne çıkan diğer bir ürün de ‘yönetici sorumluluk sigortası' oldu. Pandemi ile birlikte sorumlulukları artan yöneticilerin süreci iyi yönetememesi riskine karşı yönetici sorumluluk sigortaları da önem kazanmaya başladı.
Pandeminin bir süre daha hayatımızda olacağı gerçeğiyle sigortaya verilen önemin daha da artacağı ve sağlık, özellikle de tamamlayıcı sağlık başta olmak üzere birçok sigorta ürününde ortalamanın üzerinde büyüme yaşanacağı öngörülüyor.